Şubat 25, 2022

Örgütsel Demokrasi ve Örgütsel Muhalefet

Örgütsel Demokrasi ve Örgütsel Muhalefet

Demokrasi denilince akla siyasal bir söylem gelmektedir. Genel olarak ise “Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi” şeklinde tanımlanmakta, doğrudan demokrasi ve temsili demokrasi olmak üzere iki kategoriye ayrılmaktadır.

Peki demokrasi gerçekte sadece siyasal bir söylem midir? Yoksa toplumsal hayatın diğer alanlarına da sirayet etmekte midir? Demokrasinin insan hakları, eşitlik, adalet, yönetime katılma gibi temel unsurları dikkate alındığında siyasal bir söylem ya da yönetsel bir araç olmaktan öte insanın var olduğu en küçük organizasyonlardan başlayarak her türlü organizasyonda var olması gereken olmazsa olmaz bir kavram olduğu ifade edilebilir. Biz bu yazımızda demokrasinin çalışma hayatına yansıyan boyutu ile yani örgütsel demokrasi hakkında yapılan çalışmalardan özet bir aktarım yapıyor olacağız.

Nasıl ki, siyasal söylemde demokrasinin varlığı, muhalefet ön koşuluna bağlı tutulmakta ve muhalefetin yokluğunda demokrasiden bahsetmenin mümkün olmadığı vurgulanmakta ise, örgütsel demokrasinin de var olmasının ön koşulu örgütsel muhalefete bağlı tutulmaktadır. Tabi burada örgütsel muhalefetin ön koşulu ise örgütsel demokrasidir.

Örgütsel demokrasi -tıpkı siyasal demokraside olduğu gibi- çalışanların kararlara katılmak sureti ile yönetimde söz sahibi olduğu; etkin bir iletişim ve bilgi paylaşımı ortamı ve eğitim faaliyetleri ile desteklenen bir yapıda kendilerini geliştirme ve yeteneklerini sergileme imkanına sahip oldukları gelişkin örgüt yapılarını tanımlamak üzere kullanılan bir kavramdır.

Örgütsel muhalefet; bireyin örgüt ile fikir ayrılığına düştükleri durumlarda yaşadıkları tatminsizliğe karşı verdikleri iletişimsel tepkileri tanımlamaktadır. Bu iletişimsel tepki yani örgütsel muhalefet; “açık muhalefet”, örtük muhalefet” ve “dışsal muhalefet” olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Burada muhalefet türlerinin açıklamalarına geçmeden önce çalışanları muhalefet etmeye yönlendiren belli başlı nedenleri ifade etmekte fayda bulunmaktadır. Bunlar; örgüt içinde, çalışanlara nasıl muamele edildiği veya onlara nasıl davranıldığı, örgütsel değişim konuları, alınan kararlar veya bunların uygulanış biçimleri, verimsiz iş süreçleri, rol ve sorumluluklar, örgüt kaynaklarına erişim ve bunların paylaşımı, etik dışı uygulamalar, kişinin kendisinin ve iş arkadaşlarının performansı ile ilgili değerlendirmeleri, olası zararları engelleme çabalarıdır.

Muhalefetin, örgüt içinde alınan kararların kalitesini artırma yönünde bir etkisi olduğunu, öte taraftan açık muhalefet ile bireyin işi ile özdeşleşmesi ve işine bağlılık göstermesi arasında doğru yönlü bir ilişki olduğunu tespit eden araştırmaların olduğunu ifade ederek örgütsel muhalefet türlerinin açıklamalarına geçebiliriz.

Açık muhalefet örgütlerin gelişimine katkı sağlayan, çalışanın fikir ayrılığına düştükleri konuları yöneticisi ile paylaşmasını ifade eden ve örgütsel demokrasinin olduğunun bir göstergesi olan muhalefet türüdür. Örtük muhalefet ise fikirlerin (aslında şikâyetlerin ya da sorunların ) aynı işyerinden aynı seviyedeki arkadaşlarla paylaşılmasını ifade eden, ülkemizde “fısıltı gazetesi” olarak tanımlanan, enfektif durum yaratarak örgütlere ve çalışanlarına zarar verebilecek olan muhalefet türüdür. Dışsal muhalefet ise fikirlerin örgüt dışından kişilerle paylaşılmasını ifade eden muhalefet türüdür. Örtük muhalefet ve dışsal muhalefet “muhalefet” tamlamalarıyla demokrasi göstergesi gibi görünmekle birlikte, aslında örgütsel demokrasinin olmadığını gösteren muhalefet türleri olarak tanımlanmaktadır. Her iki muhalefet türü de örgütlerin gelecek hedeflerinin altına yerleştirilmiş kara deliklerdir. Örtük ve dışsal muhalefet türlerinin diğer bir tehlikesi ise; çalışma hayatında her geçen gün önem kazanan ve daha da önem kazanacak olan “örgütsel çekicilik” kavramı ile tanımlanan örgüt içi paydaşlarını tutundurma çabalarını, dışşal paydaşların ise örgüte katılma motivasyonlarını olumsuz etkilemesidir. Dışsal paydaşlar arasında örgüte katılma düşüncesi olmayan ancak çalışanların düşüncelerini etkileyen aile ve arkadaşların olumsuz paylaşımları, çalışanı örgütten ayrılmaya götürecek bir süreci de tetikleyebilecektir.

Oysa örgütsel demokrasi ve (açık) muhalefetin gelişmiş olduğu organizasyonların güç ve sorumluluğun büyük oranda göçerilmiş ve çalışanların kendi kendini yöneten birimler halinde örgütlenmiş olduğu; kendi başına düşünme, yargıda bulunma, seçim yapma ve eyleme geçme süreçlerinin meşrulaştığı modern bir örgüt yapısını oluşturduğu ve çalışanların isabetli kararlar verebilmesi için etkin iletişim kanallarının ve şeffaf bir bilgi paylaşım ortamını oluşturduğu, yine bu kararların isabet oranını artırmak için mesleki bilgi ve beceri düzeylerini artırarak karar alma ve inisiyatif kullanma deneyimlerinin geliştirildiği ve böylelikle daha yalın bir organizasyon yönetimine sahip olacağı ifade edilmektedir.

Bu yazı; örgütsel demokrasi ve muhalefet kavramlarına ilişkin bir kapsam arayışı, literatür taraması ve derleme çabasıdır.
Kaynakçalar:
Örgütsel Demokrasi ve Örgütsel Muhalefet İlişkisi: Beyaz Yakalılar Üzerine Bir Araştırma’ _ O Lale, K Sevinçİstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi_ Vol/Cilt: 46, No/Sayı:1, May/Mayıs 2017, 117-132
Oxford Languages